Metot Sanat Akademisi Sahne Sanatları Okulu: ‘Mottomuz Öğrenmeyi Öğretmek’

Seda Tansuker

Sanat mentörlüğü alanında iddialı bir bakış açısıyla kurulan Metot Sanat Akademisi’nin kurucusu Aykut Korhan Varol ile söyleştik.

Seda Tansuker: Kurucusu olduğunuz Metot Sanat Akademisi’nin diğer sanat akademilerden farkı/farkları nedir?

Aykut Korhan Varol: Akademimizin ilk kuruluş kıvılcımını öğrenmeyi öğretmek düşüncesi çıkardı. Eğitim, temelden tepeye, yüzeyden derinliğe ve aktarırken eğlenceden öğrenceye doğru olmalıdır. Sanat eğitiminde özgürlüğü çok önemsiyoruz. Özgür çocuklar mutlu olurlar, mutlu olurlarsa özgüvenli, özgüvenli olurlarsa üretken, üretken olurlarsa faydalı olurlar. Sahne sanatları, görsel sanatlar ya da plastik sanatlar eğitimi illa tiyatro sanatçısı, ressam, müzisyen, mimar, yazar ya da dansçı olmayı gerektirmez. Ama tüm bu eğitimleri alan bireyler her tondan renklerin olduğu geniş bir palete sahip olurlar. Çocukların bir kez yetişme çağı var ve sanat eğitiminin yetişme çağındaki bireylere sağladığı psikomotor gelişim, bilişsel ve duyuşsal kazanımlara olan katkısı ve tüm bunların yanındaki estetik gelişim çok ama çok önemli. Bu bakış açısını temele oturtmak ve kendi yöntemlerimizle bunu uygulamak akademimizi özgün kılacaktır. Özgün olmak, birçok farkı kendiliğinden doğurur.

S.T.: Öğrencilerinize destek olabileceğiniz yurtdışı bağlantılarınız var mı?

A.K.V.: Bu bizim üzerine planlar yaptığımız önemli konulardan birisi. Amerika, Almanya, Londra ve Kuzey Avrupa’nın birkaç ülkesinde çok önemli sanat insanları ile ilişkiler içindeyiz. Batı sanatlarında kendini geliştirmeyi hedef tutan öğrencilerimize bu anlamda mentorluk  yapmayı çok önemsiyoruz. Biraz önce saydığım ülkelerden çok önemli yönetmen, tasarımcı, koreograf, dansçı ve oyuncularla ortak projeler yapacağız. Fakat tüm bunlardan önce öğrencilerimize kendi geleneksel sanatımızı araştırmalarını ve kendi sanat tarihimizi ele almalarını öneriyoruz. Nemrut’ta güneşin nasıl doğduğunu bilmiyorsanız, yurt dışındaki başarınız hiçbir anlam ifade etmiyor maalesef. Yaşar Kemal’in İnce Memed’ini, Nazım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları eserini okumadan Shakespeare’in Macbeth’ini bilmek yetersiz. Saymakla bitmez çok zengin bir kültürel geçmişimiz var. Rus taşrasında güneşin doğduğunu ve battığını görerek, bilerek, hissederek Çehov çalışmak var ya da tüm bunları bilmeden araştırarak ve fikir edinerek Çehov çalışmak var. Mümkünse ilki çok daha geçerli. Çünkü sanat görerek, dokunarak, yaşayarak ve hissederek yansıtıldığında betimlemesi daha güçlü bir dışavurum oluyor. Bu yüzden hem bizim eğitimimizin bir parçasında bunu uygulamak, hem de öğrencilerimizin kendi sanat tarihimizi ve geleneksel çıkış noktalarını bilmeleri, öğrenmeleri çok önemli. Sonra tüm planlarımızda öğrencilerimize yurtdışı için mentorluk yapmak olmazsa olmazımızdır.      

S.T.:Kısa ve uzun vadede hedefleriniz nelerdir?

A.K.V.: Orta ve uzun vadeli hedeflerimiz var. Orta vadede Metot, prodüksiyon ve yapımcılık alanında da eğitimi destekler nitelikte bir hazırlık içerisinde olacak. Uzun vade de ise sanat turizmi ile geniş ve kaliteli organizasyonlar planlıyoruz. Hatta Türkiye’de daha önce hiç gerçekleşmemiş bir organizasyon ağı için enerji harcıyoruz.

S.T.: Eğitmen kadrosunu kurarken amacınızın ekolünüzü korumak olduğunu tahmin ediyorum. Eğitmen kadrosu kimlerden oluşuyor? Öğrencilerinizle usta-çırak ilişkisinden söz edebilir miyiz?

A.K.V.: Tüm eğitmenlerimiz öncelikli olarak iş ahlakını son derece önemseyen ve mesleklerini son derece severek icra eden profesyonel insanlar ve hepsi kariyerlerinde üst düzey işler ortaya koymuş, başarılı olmuş; akademisyen, müzisyen, yazar, koreograf, ses mühendisi, yönetmen, oyuncu ve tasarımcılardan oluşuyor. Türk tiyatrosunda beni en çok etkileyen Kenter ekolüdür. Rahmetli Müşfik Hoca ve Yıldız Hoca’nın onca zorlukla Türk tiyatrosu için mücadelesini çok değerli bulurum. Bu yüzden Kenter ekolü ve mücadelesi akademimizde hep yaşasın isterim. Konservatuvar yolculuğuna hazırlık aşamasında Melissa Kenter, konservatuvar öğrencisi adaylarına yol rehberi olacak, tecrübelerini ve Kenter ekolünü yaşatacak. Melissa Hoca Londra ve Türkiye’de tiyatro çalışmalarını başarıyla yürütüyor. Uygulamalı Tiyatro branşımız, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında uzun yıllar ders vermiş, halen İstanbul Aydın Üniversitesi Drama ve Oyunculuk bölümünde öğretim görevlisi Mark Levitas yönetiminde ilerliyor. Mark Hoca yurt içi ve yurt dışında önemli projeler gerçekleştiren son derece başarılı bir yönetmen ve oyuncu aynı zamanda. Müzikal Tiyatro, Müzik ve Şan bölümümüz yine İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal bölümünden mezun olan ve müzikal anlamda çok yaratıcı olan Tolga Kayrak yönetiminde ilerliyor. Ses Kayıt ve Müzik Teknolojileri branşımızda müzisyen bir aileden gelen Atilacan Alpsakarya dijital müzikte tüm donanımını öğrencilerimizle paylaşıyor. Yazarlık bölümümüzde ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil eden şair, yazar ve editör Nurduran Duman yönetiminde ilerliyor. Nurduran Hoca, Cumhuriyet gazetesinde kültür sanat yazıları yazıyor ve tiyatromuza dört güzel oyun kazandırmış bir kadın yazarımız. New York’un en önemli oyuncu koçlarından Bob McAndrew Sinema ve Sahne Sanatları bölümümüzde New York’tan canlı bağlantı ile dersleri yürütüyor ve İstanbul’da da eğitimlere devam edecek. Christoper Walken, Sela Ward, Chris Cooper gibi Hollywood yıldızları Bob’un öğrencileri arasında. Kamera Oyunculuğu eğitimlerimiz Uludağ Üniversitesi Oyunculuk bölümünü birincilikle bitirmiş ama menajerlik kariyerinde kendisine sekiz yıldır pırıl pırıl ve başarılı bir kariyer yapan, sektördeki birçok oyuncuyla doğrudan ilgilenen Filiz Çelik ile Ankara Sanat Tiyatrosu’nda uzun yıllar çalışmış, tiyatro ve televizyon oyunculuğunda çok deneyimli bir isim Başak Özel yönetiminde ilerliyor. Dans bölümümüz ise Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı Çağdaş Dans bölümü mezunu çok yetenekli arkadaşım Uğur Can Arıkan yönetiminde. Uğur Hoca çok yetenekli ve güzel projelere imza atmış bir dansçı. Bizle birlikte olan, olacak, yürüyecek eğitmenlerimizin hepsine gönülden teşekkür ederim. Hepsi ama hepsi çok değerli…

S.T.:Kimler öğrenciniz olabilir?

A.K.V: Sahne sanatlarına ilgi duyan herkes öğrencimiz olabilir. Çocuklar ve gençlerin sanat eğitimlerini çok önemsiyoruz fakat yetişkinler için de çok zengin programlar hazırladık. Yeteneklerden çok, insanın içinde bir yerlerde gizli kalmış ve dışarı çıkarılamamış yatkınlıklarını keşfetmeleri o kadar değerli ki. Benim için çok geç demek yerine, hemen bugün; benden olur mu dediğimiz, emin olamadığımız ilgilerimizi, hobilerimizi ya da içimizde kalan ukdelerimizi gerçekleştirmek üzere yola koyulmalıyız. Sahne korkusu, şarkı söyleyememek, enstrüman çalamamak, dans edememek, düşünceleri kağıt kaleme dökememek, doğru ve etkili konuşamamak ve daha nicesi… Hiçbirisi gerçekleştiremeyeceğimiz ve üstesinden gelemeyeceğimiz şeyler değil. Tam tersine bunları yapabiliyor olmaktan mutluluk duymak ve sahneye çıkıp oyun oynayabilmek, doğru şarkı söyleyip bir enstrüman çalıyor olabilmek, doğru ve etkili konuşmak, dans edebilmek ve tüm bunlarla sosyal kalitemizi arttırarak daha mutlu, özgür, pozitif hissetmek isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık.

S.T.: Pandemi ile birlikte pek çok tiyatro ekonomik şartlara dayanamayıp kapatmak zorunda kalırken Akademi’yi açma ve sürdürme kararı almanız oldukça cesur. Akademiyi kurarken motivasyonuz neydi? Ne gibi zorluklara göğüs germeniz gerekti?

A.K.V.: Çok eski ve köklü özel tiyatrolarda sanat yönetmenliği ve yöneticilik yaptım. Neredeyse tüm özel tiyatrolarla ilişkilerim var. Bir tiyatronun nasıl ayakta kalmaya çalıştığını en iyi bilenlerdenim. Kendi yordamınca bir çıkış yolu bulabilen yıkılmadı, bulamayan ise emeklerine, mücadele ettiği sahnesine, hayallerine veda etti. Bir tiyatronun daha kapandığı haberi gelince yutkunamıyorum. Ama ahlanıp vahlanmak yerine bir şeyler yapmalı, ayağa kalkmalı. Tiyatronun temelinde bir hayalden hayat kurmak yok mudur? O halde ne kadar zorluk yaşarsak yaşayalım bir yolunu bulmamız gerek. İlk defa burada söyleyeceğim, biz Metot Sanat Akademisi olarak bu süreçte dijital olarak devam ettirdiğimiz ders gelirlerimizin büyük bir kısmını mesleğini yapamayan meslektaşlarımızla paylaştık. İşte gerçek motivasyonumuz bu. Paylaşmak, üretmek, bir çocuğun daha hayatına dokunabilmek, bir yetişkin bireyi daha sanatla deşarj etmek. Ve öğrenmeyi öğretmek. Kuruluş motivasyonumuzda, amacımızda bu.  Ne demiş Çehov, ‘’Bizi çalışmak kurtarır.’’

Keyifli söyleşimiz için teşekkür ederim. Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
A.K.V:

Tüm tiyatro gazetesi emekçilerine, vakit ayırıp bu röportajımızı okuyan tiyatro gazetesi okurlarına ve bu samimi sohbetin, röportajın için sana çok teşekkür ederim. Sağlıkla ve sanatla kalın.   

Aykut Korhan Varol kimdir?

Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları mezunudur. Aydın Üniversitesi Drama ve Oyunculuk Ana Sanat Dalına bağlı Tiyatro Yönetmenliği bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Muammer Karaca Tiyatrosu, KunstRaum Theatre, Sadri Alışık Tiyatrosu, Tiyatrokare gibi çeşitli kurumlarda yönetmen, sanat yönetmeni ve oyuncu olarak yer aldı. Türk Hava Kuvvetleri’nde Tiyatro Akademisi’ni kurdu ve sahnelediği oyunlar ile Hava Kuvvetleri Komutanlığınca çeşitli ödüllere layık görüldü. Danton’un ölümü, Aşkın Bitik Halleri, Don Juan Efsanesi, Atinalı Timon, Beşinci Frank rol aldığı oyunların bazılarıdır. Türk/Alman yapımı olan Faust-Goethe adlı oyunun iki yüzü aşkın temsilinde teknik yönetmen ve sanat koordinatörü olarak görev yapmıştır. TRT yapımı ‘’Mülkün Varisleri’’ adlı Dizi Belgesel’de Çelebi Mehmed’in hayatını oynamış, bu yapım Balkan ülkeleri ve Avrupa’da yirmi dört farklı kanalda gösterime girmiştir. Çeşitli eğitim kurumlarında on yılı aşkındır sahne dersleri vermenin yanı sıra, birçok akademi ve profesyonel oyunu sahneye taşımıştır. Dizi, Sinema, Reklam ve Kısa film projelerinde de oyuncu koçluğu, yönetmen ve oyuncu olarak yer almaktadır. Metot Sanat Akademisi’nin kurucusudur.